Babam merhum okumayı çok severdi onun dünyası kitaplarıydı aldığı eğitime göre kültür düzeyi gerçekten çok yüksekti nedenide bol bol kitap okumasıydı.İşte köyde evde kütüphanesinde birşeyleri araştırıyor !..




























Hocalığıda tekvalığıda tartışılmaz çalışması dürüstlüğü ile örnek , yine köyümüzün yetiştirdiği büyük insan merhum sevgili amcam İsmail Kültür





İşte köyümüzün emine manisi yada meşhur şöfor eminesi  abiyimle galiba çayırların üstünde nur içinde yatsın.Emine mani neden şofor emine diye bilinir çok merak ettim sonra öğrendiğim dedem merhum şöfür askeri malzeme taşıyor.O yıllarda şöforlük kümse bilmez köylü araba görmüş değil hem şöfor hem de askeriyede çalışıyor köylüye göre büyük adam fakat merhum hasta oluyor ve Erzincan da hastahanede vefat ediyor ve oraya defnediliyor.Ondan sonrada emine mani birdaha evlenmiyor üç çocuğunu ve kaynanası rahmetli Hava Nene yi bakıyor çocuklarını büyütüyor evlendiriyor beliki de köyün Nene Hatun u diyebileceğimiz Emine Mani 1993 yılı sonunda İstanbulda vefat diyor ve cenazesi Z.Burnundaki Silivrikapı mezarlığına defnediliyor.






























Acaba bu resimdekilerden benden başka hayatta olan varmı burası da mezarlıkta rahmetli İlyas onbaşı'nın kahvesi burada .ay içmeyen olmaz ayrıca çayın ayrı bir kalitesi ve tadı olurdu.

Eskiler bilir acaba bu kahve duruyormu buradakilerden hayatta olan varmı !...






























Bu resmi buraya koyuyorum eğer köyümüzden bunu görenler olursa lütfen birşeyler yapsın bizim köyümüz ki milliyetçiliği ve muhafazakarlığı ile bilinir okulun içersinin bu durumu hem beni çok üzdü hemde inanıyorum ki emeği geçen köylülerimizi , lütfen bu çirkin görüntüyü ortadan kaldıralım ve köyümüzün okuluna yakışır bir görüntü alması için çalışalım...








 Köyümüzde değişik tarihlerde yurdun çeşitli bölgelerinden bir çok öğretmen çalıştı hepsinin köyle köylülerle çok güzel anıları oldu zaten bizim köyümüz misafirperverliği ile bilinir işte köyümüzde çalışan meslektaşlarımızdan biri babamla köy kahvesinde Murat İmamoğlu olacak yanlış hatılamıyorsam

O zamanlarda kar çok yağar sağa sola gexmeye gitmek bile güç olurdu hatta bizim ilkokula gittiğimiz günlerde sabahleyin babam kalkar önümüsden yürür bizde onun açtığı yoldan gitmeye çalışırdık.yıllardır gitmedim acaba aynı şekilde kar yağıyormu!...


Babam abiyim ve amcam bir yaz gününde herhalde yıl 1978

Yorumlar

  1. Hocam ben ilyas
    ilyas onbaşının kahvesi duruyor ve halen faal..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Geçmişe Özlem

Şöyle bir düşünüyorum da kimler geldi kimler geçti ..... Acaba yeni kuşaklar kaçını biliyor kaçını hatırlıyor. Rahmetli Kara dayı; onun köy kahvesini çaylarını bilmeyen, köy kahvesindeki sohbetlerde bulunmayan var mı? Rahmetli Kurtina Salih kahvehaneye gelir geçer, sobanın yanında ki minderine oturur. Sessizce cebinden tabakasını çıkarır, bir sigara sarar, sonra ağızlığına taktığı sigarasını sessizce içer. Fot Muhammet Amca gür sesiyle olayları anlatması, heyecanı hele de Rus devriminde yaşanan çatışmaları anlatması yok mu değme insan bu kadar heyecanlı ve güzel anlatamaz, anlatırken; olayı gözünde canlandırır insanın... İlyas Çavuş, Nurettin Hoca okul müdürü, Zerbeç Hüseyin amca yanık sesiyle cuma günleri gelir camide ezanı okur, Birde iri cüssesiyle rahmetli Hayri Dayı ya cuma günleri ezan okur ya da camide müezzinlik yapar. Emine Mani köyün Şoför Emine’si, Gülizar Nene, Arif Amca sessiz sakin sabırlı bir nevi ermiş aynı zamanda hayvan dostu kırdığı insan ben duymadım, Çolak Dede doğruluk dürüstlük timsali hile hurda bilmeyen bir piri fani, Hasan Kültür Galyan deresinin hasan hocası, İsmail Kültür. Temel Çavuş bu insanları hatırlayan var mı varsa onlarla ilgili güzel anıları fotoğrafları olan varsa bana ulaştırsın lütfen!..

Bu blogdaki popüler yayınlar

mazide kalan anılar

Arıkaya Köyünden yeni resimler

Geçmişten günümüze Arıkaya köyünden fotoğraflar anılar

Arıkaya Köyü

Trabzon ili Maçka ilçesi ne bağlı hem il hem de ilçeye yaklaşık 30 km mesafede; Karadeniz olmasına rağmen pek denizle ilgisi olmayan bir köy. Gençler yüzmeyi ya bilmez ya da derede öğrenir. Arazi engebeli halkın geçim kaynağı tarım ama tarım yapabilecek pek arazi sahibi olduğu da söylenemez çünkü köyün tamamı başka bölgelerdeki bir şahsın arazisi kadar ancak var oda ya taşlık ya ormanlık ya da tarım yapılamayacak derecede eğimli.

Köyün nüfusu aşırı göç nedeniyle iyice azalmış. Okulun öğrenci sayısı benim öğrencilik yıllarımda 130 olduğunu hatırlıyorum ama halkın iş ve aş derdiyle göç etmesi sonucu köyde artık insan kalmamış çok az sayıda yerleşik bulunmakta. öğrenci sayısının iyice azalması nedeniyle taşımalı eğitim yapılmaktadır.

İlkokulda okurken Merhum Nurettin Öğretmen bize köyün adının üst kısımda ormanlarda çokça bulunan arılar ve aşağı kısımda bulunan büyük kayalardan ileri geldiğini arı ve kaya sözcüklerinin birleşmesiyle de Arıkaya isminin oluştuğunu söylemişti.

Farklı bir hikâye de duymadım eğer duyan varsa lütfen bana ulaştırsın.

Çanakkale savaşları sağlık müzesi

İstanbul'daki bazı binalarda gizli işaretler

16. Yüzyılda Katoliklerin baskısından bunalan Protestanlar yeraltına indi ve İstanbul’u merkez seçerek “Gül ve Haç” örgütünü kurdular. İstanbul’da birçok tarihi binanın cephesinin gizli bir yerinde Gül ve Haç işareti vardır. Bu, “Biz burada oturuyoruz” ya da “oturduk” anlamına geliyor.. Örneğin Teşvikiye'deki karşı karşıya iki büyük bina..

Arda Uskan, Takvim gazetesi için sordu, Aytunç Altındal yanıtladı:

İstanbul'un en büyük gizemleri arasında ünlü gizli örgüt Gül ve Haç Kardeşliği de var. İstersen biraz bu konuya yelken açalım...

Gül ve Haç'ın ortaya çıkması 16. Yüzyıla denk geliyor. Parecelsus adlı birinin öğretilerinden yola çıkılıyor. Simya ilminin en önemli isimlerinden biri bu adam.

Bütün Avrupa'yı dolaşan bir gezgin. 1521 yılında İstanbul'a gelip uzun bir süre kalmış. Onun öğretileri Gül ve Haç'ın doğmasına yol açıyor. Yüzyıllardır olageldiği gibi onlar da Katolik kilisesinin korkusundan yer altındalar! Protestanlar ile Katolikler arasındaki savaşın gizli örgütü bu. Tabii bunlar Protestan. Devamı için

Belgeseller

v