Geçmişten günümüze Arıkaya köyünden fotoğraflar anılar



Ben Arıkaya köyünde doğdum büyüdüm ama uzun zaman oldu Arıkaya köyünden ve Arıkayalı lardan uzağım. Buraya köyümüzle ilgili fotoğraflar ve o fotoğraflarla ilgili kısa açıklamalar anılar ekleyerek geçmişi hatırlamaya ve hatırlatmaya çalışacağım.
İzleyenlerin ellerinde varsa fotoğraf ve anıları bana ulaştırırlarsa burada onları da yayınlayacağımı belirtmek isterim. 
Önce şu yukarıdaki fotoğraflara bir bakalım benim yaşımda olanlar veya daha büyükler mutlaka hatırlayacaklardır eski Arıkaya Köyü ilkokulunu ve okul önünde merhum babam Em. Öğ. Hasan Kültür yanında Öğrt. okul müdürü merhum Nurettin Çavuş yanında köyümüzün meşhur futbolcusu merhum Aslan Çelik yanında ki fotoğrafları pek çıkaramadım ama yıllar öncesinden kalan bir anı işte!..

Yukarıdaki resimde ise Yine öğretmenlerle merhum Remzi yıldırım ve o yıl herhalde 5.sınıfta okuyan kız ve erkek öğrenciler şimdi isimlerini hatırlayamıyorum ama (Orhan çavuş her zaman hareketleriyle büyük olmasını bilmişti).Mahmut Kumaş, Recep, Bayram ve Celal Er İsmail çavuş hepsinin ismini hatırlayamadım ve o yıl 5.sınıfta okuyan kız öğrenciler



 

diğer bir resimde o zamanlar 23 Nisan törenleri tüm okulların ve köylülerin katılımıyla Karakolda kutlanırdı 1964 yılı okullar toplanmış tören yapılıyor hatta burada henüz öğrenci olmamama rağmen bana da şiir okuttular merhum Nurettin Öğretmen Atatürk şiirini ezbere okuduğum için beni oraya çıkarmıştı daha sonrada Karakol bahçesinde babam abiyim ben ve Lütfü Ertürk beraber Abiyim o zamanlar herhalde okulun bayrağını taşıyordu bayrak sancak önde arkadan diğer öğrenciler köylüler tören yerine marş marş hey gidi günler artık unutulmuş bir anı...


En son köy okulunun fotoğraflarını gördüğümde çok üzüldüm yüzlerce öğrenci mezun vermiş sonra bu öğrenciler yurdun dört bir yanına dağılmış ama maalesef okulda dağılmış viraneye dönmüş, keşke okul yine devam etseydi!..




Birde şu resme bakalım Sabri dayı omuzunda tırpanı çayırların üstünde mutlaka çayır kesmeye gidiyor ama nereye bilmem yanındaki kim onu da sizler tanıyın..




Evet şimdi bilmem ama benim çağlarımda olup da Kamil Dayının değirmenine gitmeyen mısır öğütmeyen oldu mu veya o değirmeni bilmeyen var mı !..

Bu Resme bakıp da iç geçirmemenin imkanı var mı merhum amcam yeni öğretmen olduğum günlerde babamla evin önündeyiz!...

Köyün tarihi çeşmesi başında abiyim acaba aklından neler geçiyor!. Yıllar sonra ilkokula gittiği yerde su içtiği çeşmenin başında. Bir yerde vakıflar tarafından kayıt altına alındığını okumuştum inşallah doğrudur. Bizim zamanımızda her yıl okulun açıldığı ilk günlerde büyük öğrencilerden biri içerisine girer ve temizler ardından da yan taraftaki taş kapağı kapatır sıkıştırırlardı içerisine bir şey atılmasın diye. Aynı çeşmeden bir tane daha köyde vardı. Okulda çıkıp eve giderken mutlaka yanında durur su içer sonrada oluğunda kurbağaların bağırma seslerini dinlerdik her tarafa yumurtalarını bırakmış içerisinde yüzüyorlar. İnşallah oda duruyordur fakat fotoğrafta bir musluğu dahi olmayan hazin hali bizim köylülerimize yakışmıyor muhtar lütfen göreve!..


Her şey gelip geçici ama yapılan eserler kalıcıdır bu resim bilenlere ithaf diyelim evet Salim Eyüboğlu babam Nurettin Hoca Mustafa hoca Konaklar ortaokulu yapımı ve açılması için köylülerden fındık topluyorlar malum bu çalışmalardan sonra okul açıldı ve biz ilk mezunları olduk. Şimdi ne haldedir bilmem.



Evet, aradan yıllar geçti üç eski öğrenci ve üç kardeş mezun olduğumuz okulu tekrar ziyaretteyiz Ayşe kültür Mustafa Kültür Faruk Kültür aradan yaklaşık 42 yıl geçmiş okulda çevrede insanlarda değişti hâlbuki biz oradan ayrılırken birer küçük çocuktuk ama şimdi hayatımızın sonbaharını yaşıyoruz.

Babam iki öğrencisiyle herhalde okul olarak çayırların üstüne yaptığımız gezide çekildi tahmini olarak yıl 1968

Yorumlar

Geçmişe Özlem

Şöyle bir düşünüyorum da kimler geldi kimler geçti ..... Acaba yeni kuşaklar kaçını biliyor kaçını hatırlıyor. Rahmetli Kara dayı; onun köy kahvesini çaylarını bilmeyen, köy kahvesindeki sohbetlerde bulunmayan var mı? Rahmetli Kurtina Salih kahvehaneye gelir geçer, sobanın yanında ki minderine oturur. Sessizce cebinden tabakasını çıkarır, bir sigara sarar, sonra ağızlığına taktığı sigarasını sessizce içer. Fot Muhammet Amca gür sesiyle olayları anlatması, heyecanı hele de Rus devriminde yaşanan çatışmaları anlatması yok mu değme insan bu kadar heyecanlı ve güzel anlatamaz, anlatırken; olayı gözünde canlandırır insanın... İlyas Çavuş, Nurettin Hoca okul müdürü, Zerbeç Hüseyin amca yanık sesiyle cuma günleri gelir camide ezanı okur, Birde iri cüssesiyle rahmetli Hayri Dayı ya cuma günleri ezan okur ya da camide müezzinlik yapar. Emine Mani köyün Şoför Emine’si, Gülizar Nene, Arif Amca sessiz sakin sabırlı bir nevi ermiş aynı zamanda hayvan dostu kırdığı insan ben duymadım, Çolak Dede doğruluk dürüstlük timsali hile hurda bilmeyen bir piri fani, Hasan Kültür Galyan deresinin hasan hocası, İsmail Kültür. Temel Çavuş bu insanları hatırlayan var mı varsa onlarla ilgili güzel anıları fotoğrafları olan varsa bana ulaştırsın lütfen!..

Bu blogdaki popüler yayınlar

mazide kalan anılar

Arıkaya Köyünden yeni resimler

Arıkaya Köyü

Trabzon ili Maçka ilçesi ne bağlı hem il hem de ilçeye yaklaşık 30 km mesafede; Karadeniz olmasına rağmen pek denizle ilgisi olmayan bir köy. Gençler yüzmeyi ya bilmez ya da derede öğrenir. Arazi engebeli halkın geçim kaynağı tarım ama tarım yapabilecek pek arazi sahibi olduğu da söylenemez çünkü köyün tamamı başka bölgelerdeki bir şahsın arazisi kadar ancak var oda ya taşlık ya ormanlık ya da tarım yapılamayacak derecede eğimli.

Köyün nüfusu aşırı göç nedeniyle iyice azalmış. Okulun öğrenci sayısı benim öğrencilik yıllarımda 130 olduğunu hatırlıyorum ama halkın iş ve aş derdiyle göç etmesi sonucu köyde artık insan kalmamış çok az sayıda yerleşik bulunmakta. öğrenci sayısının iyice azalması nedeniyle taşımalı eğitim yapılmaktadır.

İlkokulda okurken Merhum Nurettin Öğretmen bize köyün adının üst kısımda ormanlarda çokça bulunan arılar ve aşağı kısımda bulunan büyük kayalardan ileri geldiğini arı ve kaya sözcüklerinin birleşmesiyle de Arıkaya isminin oluştuğunu söylemişti.

Farklı bir hikâye de duymadım eğer duyan varsa lütfen bana ulaştırsın.

Çanakkale savaşları sağlık müzesi

İstanbul'daki bazı binalarda gizli işaretler

16. Yüzyılda Katoliklerin baskısından bunalan Protestanlar yeraltına indi ve İstanbul’u merkez seçerek “Gül ve Haç” örgütünü kurdular. İstanbul’da birçok tarihi binanın cephesinin gizli bir yerinde Gül ve Haç işareti vardır. Bu, “Biz burada oturuyoruz” ya da “oturduk” anlamına geliyor.. Örneğin Teşvikiye'deki karşı karşıya iki büyük bina..

Arda Uskan, Takvim gazetesi için sordu, Aytunç Altındal yanıtladı:

İstanbul'un en büyük gizemleri arasında ünlü gizli örgüt Gül ve Haç Kardeşliği de var. İstersen biraz bu konuya yelken açalım...

Gül ve Haç'ın ortaya çıkması 16. Yüzyıla denk geliyor. Parecelsus adlı birinin öğretilerinden yola çıkılıyor. Simya ilminin en önemli isimlerinden biri bu adam.

Bütün Avrupa'yı dolaşan bir gezgin. 1521 yılında İstanbul'a gelip uzun bir süre kalmış. Onun öğretileri Gül ve Haç'ın doğmasına yol açıyor. Yüzyıllardır olageldiği gibi onlar da Katolik kilisesinin korkusundan yer altındalar! Protestanlar ile Katolikler arasındaki savaşın gizli örgütü bu. Tabii bunlar Protestan. Devamı için

Belgeseller

v